26 Aralık 2014 Cuma

İLKÖĞRETİM 8. SINIF TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETMEN KILAVUZ KİTABI DİNLEME METİNLERİNİ İNCELEME









Yukarıda görüldüğü gibi 8.sınıf ders kitaplarında 6 tema ve her temada birer dinleme metni bulunmaktadır. Dinleme metinlerinin türleri mevzuta uygun hazırlanmıştır. Dinleme metinlerinde kullanılan türler: anı, makale, hikâye, şiir, söyleşi ve efsanedir.
     


1.   TEMA: OKUMA KÜLTÜRÜ





Okuma kültürü teması üzerinde çalışmaya başlayınca, öğrencilerin okuma kültürünü ve seviyesini arttıracak türde bir metinle karşılaşmayı bekledim. Hele ki son zamanlarda okuma seviyemizin dünya standartlarına göre çok aşağılarda seyretmesini hesaba katınca, aslında bu beklentimin ne kadar da yerinde olduğunu anlayacaksınız.
Temada yer alan ‘‘Benim Elli Beş Yıllık Türk Dili’m’’ adlı anı türünde yazılmış metnin öğrencilerin ilgisini çekecek özellikte bir metin olduğunu düşünmüyorum. Dinleme metni olarak öğrencilerin hem ilgisi çekebilecek hem dikkatlerini sabit tutabilecek hem de farkındalık yaratabilecek bir metin olması daha uygun olurdu. Dinleme metinlerinde öğrencilerin dinlerken düşünmesi sağlanmalıdır.
Bu temaya daha uygun olduğunu düşündüğüm bir metin paylaşmak istiyorum sizinle (Tabi üzerinde gerekli çalışmalar yapıldıktan sonra kitaba alınmalıdır.) :

OKUMA ZEKÂSI

İnsanlar IQ ve EQ ile zekâlarını testlerle ölçedursun  Uzman Eğitimci dünyada ilk kez nitelendirilen RQ kavramını ortaya attı. Tüm zekâlara tesir eden ve yükselten RQ’yu böyle açıklıyor:

Bu zamana kadar zekâ göstergesi olan IQ (Intelligence Quotient) kavramını duymuş  ama zamanla EQ (duygusal zekâ)’nun daha önemli olduğunu öğrenmiştik. Biz testlerle uğraşırken Uzman eğitimci Selahattin Yaylamaz, dünyada ilk kez RQ kavramını ortaya attı. Yaylamaz kitabın kapağında iddialı cümlelerle “Öyle bir zekâ türü düşünün ki; onu geliştirdiğinizde diğer tüm zekâ alanlarınız gelişsin.” diyor. Yaylamaz bu zekâ türüne RQ adını veriyor: Reading Intelligent Quotient, yani okuma zekâsı.
Yaylamaz’ın iddiasına göre okuma zekası, okuma dilleri ve kitapla terapi kavramları da dünyada ilk kez Okuma Zekası kitabında yer alıyor.
Yaptığı çalışmalar sonucunda özellikle Türk eğitim sisteminin şah damarı olduğuna inandığı yeni bir zeka türü keşfettiğini ifade eden Yaylamaz, okuma zekasının gelişmesini diğer tüm zekaların gelişmesinin temeli olarak görüyor. 
Kitap okuma zekası kavramının özellikle Türkiye’de çıkmasının nedenini okuma sorunu yaşayan bir ülke olmamıza bağlayan Yaylamaz, Türkiye gibi okuma oranları düşük ülkelerden neden bu kavramın ortaya çıkmadığını geçmiş kültürleri ile izah ediyor.
Yaylamaz’a göre Türkiye geçmiş kültürel birikimi itibariyle bu okuma sorununa daha fazla tahammül edemezdi. Sınav odaklı bir eğitim sisteminin esas alındığı ülkede, aileler çocuklarına testlere boğarken aslında ‘okuma’ alışkanlığının olmamasının neler kaybettirdiğini ortaya koyuyor.  
Okuma zekasını kitap zekası kavramından ayıran Yaylamaz  kitap zekasının kitabın teknik özelliklerini kapsadığını ortaya koyarken; okuma zekasını kitabı hem teknik hem de içerik olarak anlamak anlamlandırmak olarak açıklıyor.
Okuma zekası kavramını ölçmenin yolunu da gösteren Yaylamaz; Kitapmetre kavramıyla açıklıyor bu durumu.
10 yıllık bilgi birikiminin  Türkiye şartlarına göre oluşturduğu tabloda kitapmetre şu şekilde işliyor:

0- 1 kitap arası: Okuma zekâsından yoksun
1-10 kitap arası: Alt düzey okuma zekâsı
10-20 kitap arası: Ortanın altı okuma zekâsı
20-30 kitap arası: Orta düzey okuma zekâsı
30- 50 kitap arası: İleri düzey okuma zekâsı
50-100 kitap arası: Süper okuma zekâsı
100 ve üzeri: Deha düzeyi okuma zekâsı

Okuma düzeyinin ve zekâsının diğer zekâ türleri ile ilişkisini ele aldığı başlıklarda, beyin loblarının ve öğrenme stilleri üzerindeki etkisini de açıklıyor.
Okuma konusundaki istatistikleri de kitabına taşıyan Yaylamaz’ın vermiş olduğu rakamlar ülke olarak ne kadar gerilerde olduğumuzu yüzümüze tokat gibi çarpıyor. Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de bir yılda kitaba harcanan toplam para yalnızca 0 45 dolar. Kişi başına düşen kitap sayısı ise: 12 bin kişiye bir kitap. Kitap okumaya ayırdığımız zaman diğer ülkelerle kıyaslandığında, örmeğin Norveç, bir Norveç’linin kitaba ayırdığı zamanın 300’de biri kadar zaman ayırıyoruz. Ülkemizde her bin kişiden yalnızca 61’i gazete okuyor. Okuma alışkanlığında ise 173 ülke arasında 86. sırada yer alıyoruz. Yaylamaz kitaba bu kadar uzak bir topluma gıpta edilecek örneği Rusya’dan sunuyor. Rusya ziyaretleri sırasında metroda yürüyen merdivende hatta müşteri bekleyen taksicinin bile kitap okunduğunu ifade eden yazar, Rus kültüründe gelin kızların çeyizinde bir kitap sandığı olduğunu dahi ortaya koyuyor.  Sorumlunun en başta eğitim sistemi olduğunu savunan Yaylamazın kitabında çözüm için ilginç öneriler de yer alıyor: Okuma okulları açmak, okuma bakanlığı kurmak, kitapologlar ve kitapkolikler yetiştirmek gibi.
Kitabın son bölümünde okuma zekâsının nasıl geliştirileceğini 4 ana başlıkta ortaya koyuyor. Burada yalnız başlıkları verip, ayrıntıları kitap zekâsını geliştirmek isteyen okuyuculara bırakmak doğru yaklaşım olacaktır.
Okuma zekâsı için ilk dört adım:

İlk adım: Okumaya motive olmak
İkinci adım: okuma dilini keşfetmek
Üçüncü adım: Doğru kitabı seçmek
Dördüncü adım: Hızlı okumak…


Etkinlikler:



Her dinleme metni için okuma, konuşma, yazma, dinleme ve dil bilgisi becerilerine uygun farklı etkinlikler bulunuyor.


Etkinliklerin becerilere uygun olarak hazırlandığını düşünüyorum. Hem eğlenip hem öğrenebilirler.






2.  TEMA: ATATÜRK






Metin başlığı altında bulunan not ilk olarak dikkatimi çeken unsur oldu. Tema birinci dönemin teması ancak, ikinci dönemin sonlarındaki konuyla ilişkilendirilmiş. Her konuda en ince ayrıntısına kadar öğretmeni yönlendiren kılavuz, sanırım bu metni işleme zamanını öğretmene bırakmış. Zaman ve mekân teması işlenirken bu metni öğretmenin kullanması ne kadar doğru olur bilemem.
Dinleme metni olarak makale uygun bir türdür ancak makalenin dinlenilebilir özellikte olması gerekir. Bu temada kullanılan ‘Dil Devrimi’  metninin bu özelliklere sahip olmadığını düşünüyorum. Metin öncelikle eski bir metin ve günümüze kadar dil üzerine yapılan çalışmalara hiç değinmemiş. Çelişkili ifadeler yer alıyor. Öğrencilerin kafasında soru işaretleri oluşturabilecek özellikte çünkü Türkçenin bağımsız olmadığını, başka dillerin egemenliği altında olduğunu belirtiyor. Böyle bir metnin derste işlenilmemesi gerektiğini düşünüyorum.





Etkinlik:





Metin yazdırma, soru hazırlatma, kelime kavratma gibi etkinlikler uygulanmış. Genel olarak etkinliklerin öğrencilerin ilgisini çektiğini düşünüyorum.





    3.   TEMA: MİLLİ KÜLTÜR

     




              Dinleme metni olarak hikâye seçiminin yerinde olduğunu düşünüyorum. Bir öğrencinin dinleyerek zevk alacağı bir türdür.
Dinleme metni olarak hem dinlendirici hem hayal gücünü geliştirici bir metin. Tasvirler yerinde ve güzel kullanılmış. Genel kültüre katkı, öğüt verme yönleri de bulunuyor. Öğrencilerin sıkılmadan dinleyebilecekleri bir metin ancak önceki yıllarda metin 6. sınıf metni olarak işlenmiş.



Etkinlik:
Hikâye üzerinden metinde işlenen mesleği araştırma etkinliği var. Dinlerken öğrenen öğrencilerin daha sonra araştırarak keyif alacaklarını düşünüyorum. 




















4. TEMA: KİŞİSEL GELİŞİM


                                                                        
              Can Yücel gibi değerli bir şairin şiirinin kullanılması gayet güzel. Geçiş döneminde olan öğrencilerin kişilik gelişimine olumlu katkı sağlayacağını düşünüyorum. 

                
                     

                                        















            
            Etkinlik:
Öğrencilerden şiir yazmaları istenmemiş. Bunun önemli bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Başka bir etkinlikte ise öğrencilerin seviyesine uygun olmayan bir metin verilmiş. 



5.   TEMA: TOPLUM HAYATI





Yabancı yazar Katharine Branning tarafından yazılmış bir söyleşidir. Yabancı bir yazarın Türkiye ve Türk çayı ile ilgili bir metin yazması güzel fakat metindeki tasvirler çok uzun ve çok sıkıcı. Metin okunurken dahi dikkat dağılabiliyorken dinlerken dağılması beklendik bir durumdur diye düşünüyorum.
Bu metnin bir yabancı tarafından yazılması ve ayrıca internette videosunun bulunması kitapta yer almasının sebepleri olabilir. İnternette yayınlandığı için de böyle bir metne kitapta yer verilmesini doğru bulmuyorum. Bizim çok daha önemli yazarlarımız ve onların da çok kıymetli eserleri var. Bunları kullanmak daha doğru olabilirdi.  













Etkinlik:



Metne hazırlık aşamasında ‘Çaykur’ reklamlarının izlettirilmesi ilgi çekici olabilir. Etkinlikler görsellik açısından iyi. Örnek metinle karşılaştırma yapılması pekiştirme yapmaya fırsat tanıyor.















6.   TEMA: ZAMAN VE MEKÂN


            
            Türkiye’yi tanıtmak açısından yerinde kullanılmış bir metin olduğunu düşünüyorum. Direk efsane metni olarak değil de tanıtım amaçlı yazılmış.







Etkinlik:

Dikkatli dinlemelerini geliştirecek özellikte etkinlik bulunuyor. Böylelikle öğrencilerin dinleme becerilerini geliştirme üzerinde durulur. Etkinlikler görsel açıdan iyi hazırlanmış. 



2 yorum: